İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Metin Münir Sabah’daki yazısında hükümeti eleştiriyor: ‘Sözde soykırıma sözde misilleme’

Metin Münir Sabah’daki yazısında hükümeti eleştiriyor: ‘Sözde soykırıma sözde misilleme’. Metin Münir’in yazısı şöyle…

Hükümet politikalarının kalite kontroluna tabi tutulmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Hiddetle kalkıp zararla oturmayı alışkanlık haline getiren bir ülkede.

Fransız parlamentosunun Ermeni soykırımı iddialarını kabul eden bir yasa geçirmesinin ardından Fransız şirketlerine uygulanan misilleme böylesi hiddetli kalkışların sonuncusudur.

Ardındaki mantığı -eğer buna mantık denebilirse- anlamak kolaydır: Fransa’yı cezalandırarak Ermeni davasını desteklemeyi düşünen ülkeleri caydırmak.

Ancak bu etkin bir taktik değildir. Ekonomik misillemeden zarar gören, “Fransa” olmayacaktır. Ve bu misilleme Ermeni davasını destekleyen ülkelerin meclislerini caydırmayacak. Dışişleri Bakanlığı analistlerinden aldığımız bilgiler, Avustralya’dan Amerika’ya birçok ülkenin, çok geçmeden sözde soykırımı tasarısını yasallaştıracağı yönündedir.

Sözde misilleme yarardan çok zarar getirecek. Bir defa, Türkiye’nin kararları Fransız parlamentosunu veya hükümetini değil -aralarında aktif olarak Ermeni yasa tasarısı aleyhinde lobi yapanlar da bulunan- Fransız şirketlerini cezalandırıyor. Bu Fransız şirketleri ile iş yapan veya onların Türkiye’deki şirketlerinden hisse alan Türkleri de cezalandırıyor.

Bu bir yönü ile, bir hakimin hapse mahkum ettiği suçlu ile beraber kendini aynı hücreye kapatmasına benziyor. Diğer bir yönü ile de yüzüğü karanlıkta kaybedip ışıkta aramaya benziyor. Ya da eşeği değil semerini dövmeye…

Fransızlara ihale edilen mal ve hizmetleri büyük bir olasılıkla daha pahalıya başka ülkelerden almak zorunda kalacağız. Kaybolan zaman da yanımıza kâr kalacak.

Alcatel’in Türk yatırımcıları

Türk Telekom cep telefonu altyapısı için açtığı ihaleyi iptal etme kararı aldı. Dün yaptığı açıklamada, Telekom, 15 Şubat 2001’de yeni bir ihale açılacağını ve daha önce teklif veren firmalardan (Fransız) Alcatel Teletaş dışındaki diğer dördünün yeni ihaleye davet edildiğini bildirdi. Bu kararla yalnız Alcatel cezalandırılmıyor. Alcatel ile beraber ihaleye katılan Doğuş Grubu ve Sabancı Holding de cezalandırılıyor. Çünkü onlar da, ister istemez, bu kadar kısa bir sürede yabancı başka bir ortak bulamayacakları için, yarış dışı kalacaklar. Alcatel halka açık bir şirkettir ve bir süreden beri hisseleri devamlı düşüyor. Bu düşüşten zarara uğrayanların çoğu da Türk vatandaşıdır.

Türkiye’nin fevri hali ve faydasız hiddeti ülkedeki yabancı sermaye yatırım ortamını da olumsuz etikeyecektir. Meclislerinin gündeminde Ermeni tasarısı bulunan ülkelerin şirketleri Türkiye’yi müstakbel yatırımları için düşman bir çevre olarak algılayacaktır. Bu yanlış bir algılama değildir.

Bundan Ermeni tasarısı ile hiç alâkası olmayan ülkeler de etkilenecek. Şirketler geleceğin puslu olmadığı bir ortam ister. Hiç kimse yarın nereye vuracağı belli olmayan bir ülkede yatırım yapmak istemez. Bu hiç kimselerin arasında Türkler de vardır.

İşe şu sorulara cevap vermeye çalışarak başlamalıyız:

Neden Osmanlı’nın 750 yıl yönettiği sayısız ulustan sadece Ermeniler katliama tabi tutulduklarını iddia ediyorlar?

Neden dünya bize değil Ermenilere inanıyor?

Bu belâdan ebediyen kurtulmanın yolu nedir?

Yorumlar kapatıldı.